top of page

Diş sağlığının en tatlı düşmanı!

Kuşkusuz güzel bir gülümseme için ilk şart; sağlıklı ve bakımlı dişlerdir. Etkileyici bir gülüş için, yüz hatları ve dudak şekli ile uyumlu sağlıklı dişlere sahip olmak gereklidir. Sağlıksız dişler ise bireylerde psikolojik rahatsızlıklara kadar varan problemlere sebep olabilmektedir. Diş bakımında ilk ve en önemli adım fırçalama işlemidir. Diş hekiminizin size özel belirleyeceği doğru teknik ile fırçalama ve diş ipi kullanımı, seçilen macun ve fırça markasından çok daha önemlidir.

Popüler inancın aksine, dişlerimiz, bir ömür boyu kullanabileceğimiz şekilde tasarlanmıştır. Fakat yıllar içerisinde değişen beslenme şeklimiz ve alışkanlıklarımız bu süreyi kısaltmaktadır. Batı ülkelerinde diş çürüğü görülme sıklığında azalma olduğu bildirilse de ülkemizde ve tüm dünyada halen en yaygın kronik hastalık olmayı sürdürmektedir. Bu sebeple ağız ve diş hastalıklarının önlenmesi ve aynı zamanda genel sağlığınız için de ciddi sorunlara neden olduğu bilinen maddeleri içeren gıdaların ve içeceklerin tüketimini kısıtlamalıyız. Bu listede hangi maddenin bir numara olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Şeker!

Şeker, diş çürümesine ve diş eti hastalığına neden olan zararlı bakterilerin bir numaralı enerji kaynağıdır. Ağzımızdaki şeker molekülleri zararlı bakteriler tarafından parçalanarak aside çevrilir ve böylece çürük oluşumunun ilk adımı atılmış olur.

Peki diş sağlığımız için bu durumda yapabileceklerimiz neler?

- Ağız içinde şekerin kalma süresi çürük oluşumu ile doğrudan ilişkilidir, örneğin lolipop gibi şekerleri uzun süre ağzında tutan bir birey, tek seferde kırıp bitirenden daha fazla asit atağına maruz kalmaktadır. Bu yüzden uzun sürede eriyen şekerlerin tüketimini kısıtlamalıyız.

- Eğer ‘Tatlı’ sever biriysek, bu gıdaları ana öğünlerden hemen sonra tüketmeliyiz. Ara öğünlerde tüketilen tatlılar tekrardan ağız pH’ını düşürerek çürük riskini artırmaktadır.

- Şeker oranın az olması nedeniyle ‘bitter’ çikolata tercihi yapmak sütlü çikolatalara ve gofretlere göre iyi bir alternatif olabilir.

- Asitli ve şekerli içecekleri pipet ile içerek dişlerimizin şeker ile temas süresini azaltabiliriz.

- Portakal suyu, limonata ve kola gibi asitli içeceklerin tüketiminden hemen sonra ağız içi pH düşmektedir, bu sebeple hemen sonrasında bir bardak su içilmesi dişlerin fırçalanmasından daha faydalıdır.

- Süt ve süt ürünlerinin çürüğe karşı koruyucu etkileri olduğu bilinmektedir. Tüketilen asitli ve şekerli gıdalardan sonra bu ürünlerin tüketilmesi ağız içi pH’ının düzenlenmesinde etkili rol oynamaktadır.

Diş çürüklerinin siyah nokta şekline gelmeden önce gizli ve beyaz lezyonlar halinde ortaya çıktıkları unutulmamalıdır. Özellikle dişlerin arayüzlerinde başlayan çürükler hiç fark edilmeden ilerleyerek dişin sinirine (pulpa) ulaşabilmekte ve ağrı ile belirti vermektedir.

Rutin kontroller önemli

Teknolojinin hızlı şekilde gelişmesi diş hekimliğinde kullanılan cihazların da çeşitliliğinin artmasını sağlamıştır. Göz ile görülmeyen ve röntgen ile fark edilemeyen bu küçük ve başlangıç halindeki çürüklerin bile özel cihazlar ile tespit edilerek müdahale edilebilir hale gelinmiştir. Bu yüzden şikayetimiz olmasa da dişlerimizin yılda 2 kez diş hekimi tarafından kontrol edilmesi ve çürük ve diş eti hastalıklarının değerlendirilmesi için çok önemlidir.


Yazılar
bottom of page